Eşref Sencer Kuşçubaşı

Eşref Sencer Kuşçubaşı (d. 1873, İstanbul - ö. 1964, İzmir) Kuşçubaşı Eşref adıyla da anılır. Kafkas kökenli Türk istihbaratçı, gerilla savaşçısıdır.

Sultan Abdüllaziz'in kuşçubaşısı Çerkes Mustafa Nuri Bey'in oğludur. Harb okulunun son sınıfında iken Jön Türkler'le ilişkisi yüzünden 2. Abdülhamit tarafından Hicaz'a sürgün gönderilmiştir. Sürgünde bulunduğu zindandan kaçıp, 2. Abdülhamit'in baş yaverinin oğlunu üç tabur korumanın arasından kaçırmayı başarmıştır. Arabistan'da 2. Abdülhamit'e karşı giriştiği isyan hareketi sırasında tüm Arabistan'ı dolaşmış, yerel şeyhlerle dostluk kurmuştur. Her an her yerde ortaya çıkabildiği için kendisine şeyh-it tuyyur -uçan şeyh- denilmiştir.

II. Abdülhamit meşrutiyeti ilan etmek zorunda bırakılıp, aralarında Kuşçubaşı'nın da bulunduğu pek çok kişiye af çıkarmasıyla birlikte isyanına son vermiştir. İsyan sırasında etrafına topladığı kendisine bağlı silah arkadaşlarıyla beraber, kurulan Teşkilat-ı Mahsusa adlı istihbarat örgütüne katılmışlardır.

1911 yılında Trablusgarb'ta Enver bey ile birlikte direniş hareketlerini örgütlemiş, 1912 yılında 2. Balkan Savaşı sırasında Enver Bey, kardeşi Sami Kuşçubaşı, Cihangiroğlu İbrahim ve Süleyman Askeri ile birlikte Çorlu, Tekirdağ, Malkara, Hayrabolu ve Edirne'nin kurtarılmasında yer almıştır. Aynı yıl Süleyman Askeri ve yörenin ileri gelenleri ile beraber Batı Trakya'da ilk Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasına katkıda bulunmuştur.

1. Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla birlikte 1914-1915 yılları arasında Teşkilat-ı Mahsusa'nın Arap Yarımadasından sorumlu başkanı olarak görev yapmış, Süleyman Askeri Bey'in ölümünü takiben Teşkilat-ı Mahsusa başkanı olmuştur (1915-1918).

1. Dünya Savaşı sırasında İngilizler'e karşı girişilen Süveyş Kanal Harekatı'nda (1916) öncü birliklere komutanlık etmiş, Hayber'de Faysal'ın (sonradan Irak Kralı olacaktır) 20 bin kişilik birliğine karşı 40 kişilik Teşkilat-ı Mahsusa birliği ile beş saatten fazla savaştıktan sonra yaralı olarak ele geçirilmiştir (1918).

Yakalandıktan sonra Lawrence'a şöyle dediği iddia edilmektedir:
- "Lawrence, kazandığını sanıyorsun. Fakat henüz hiçbir şey bitmedi. Hükümetinin başına öyle musibetler salacağım ki, 2 asır uğraşsanız bitiremeyeceksiniz."

Kuşçubaşı'nın bu sözünün arkasında Teşkilat-ı Mahsusa'nın IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) yapılanmasını örgütlemiş ve desteklemiş olmasına inanılmaktadır.

Bir savaş gemisi ve bir denizaltı eşliğinde Malta'ya sürgüne gönderilmiş, sürgünlüğü sırasında Arabistan'daki macerasını, yakalanışının ve sürgün hayatının ayrıntılarını anlatan bir eser yazmıştır.

İngilizler'le imzalanan esir değiş-tokuş anlaşması gereği serbest bırakılmış, deniz yoluyla Anadolu'ya dönmüştür. Malta dönüşü hemen milli mücadeleye katılmış, kendi yetiştirdiği Çerkes Ethem'in kuvvetlerinde yer almıştır (1920). Çerkes Ethem'in isyanı üzerine kendisi de, yunanlılara sığınmıştır.

İstiklal savaşının kazanılmasından sonra, Mustafa Kemal önderliğindeki "Anadolu bağımsızlığını"n yerine, "İngiliz ve Yunanlılar'ın kuklası bir yönetim" tercih etmiş, Şubat 1921'den sonra, Yunanlılar'la işbirliği içinde Milli Mücadele aleyhtarı olmuş, Demirci Akıncıları tarafından "müslüman gavur" diye adlandırılan "emperyalist işbirlikçilerin" saflarında yer almıştır.

Lozan görüşmeleri sırasında Midilli adasına gelerek, Yunanlılarca Midilli'de örgütlenen "Çerkezlerden" kurulu çetelerin başına geçmiştir. Bu çeteler, Yunan savaş gemileri yardımı ile Anadolu-Ege sahillerine gizlice (Ayvalık-Sarmısaklı plajı) çıkartılarak, bu yörelerde Ankara Hükümeti'ne karşı isyanlar organize etmiştir.

İngiliz Midilli Başkonsolosu tarafından 12 Nisan 1923 tarihinde İngiltere'ye gönderilen gizli raporda; "Kuşçubaşı Eşref'in bir ay önce Berlin'den Midilli'ye geldiği ve 1400 kişiden oluşan suikast birliğinin başına geçtiği" ve kendisinin işbirlikçileri, -ki arasında 50 kişilik çetesi ile Ermeni Tsakidji'de vardır- ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Kuşçubaşı Eşref, Anadolu Bağımsızlık hareketine karşı, Çerkez Ethem ile işbirliği içinde Yunan ve İngiliz yandaşıdır. Atatürk'e kesin olarak karşıdır. Lozan Antlaşması'nın Temmuz-1923'de imzalanması ile, Yunan ve İngiliz işbirlikçisi olmasından dolayı, Çerkez Ethem'le birlikte 150'likler listesinde yer almış ve vatana girişi 1936 yılına kadar yasaklanmıştır.

1955'te yurda dönene kadar birçok Arap ülkesinde ikamet etmiş olup bu zaman içerisinde herhangi bir istihbarat faaliyetine katılmamış olduğu tahmin edilmektedir. 1955-1964 yılları arasında Türkiye'de bulunmuş ve beraber savaştığı silah arkadaşlarının mezarlarını dolaşmıştır.


-Eserleri-

Hayber'de Türk Cengi
Teşkilat-ı Mahsusa Arabistan, Sina ve Kuzey Afrika Müdürü Eşref Bey'in Hayber Anıları
Eşref Kuşçubaşı
Arba Yayınları / Tarih-Anı Dizisi