Football Manager 2008 Türkçe Yaması


Football Manager 2008 Türkçe Yaması

Oyununuzu %100 olmasa da büyük ölçüde Türkçeleştirir.

KURULUM
"english.ltc" dosyasını Sports Interactive\Football Manager 2008\data\languages konumuna kopyalayın.

böylece oyun açılır açılmaz karşınıza Türkçe olarak gelecektir...


Football Manager 2008 Türkçe Yaması : indir

Dosya şifresi : http://hopdedix.blogspot.com

Cem Yılmaz Sinerji Bakliyat Reklamı (Türk Telekom)

Cem Yılmaz ve İlker Ayrık Sinerji Bakliyat Türk Telekom Reklamı

Cem Yılmaz Baba Oldu Türk Telekom Reklamı

Cem Yılmaz Baba Oldu Türk Telekom Reklamı

YARGIÇ AMY Dizisi (Judging Amy)

YARGIÇ AMY Dizisi (Judging Amy)

WILL AND GRACE Dizisi

WILL AND GRACE Dizisi

WEST WING Dizisi

WEST WING Dizisi

THE UNIT Dizisi

THE UNIT Dizisi

THE RICHES Dizisi

THE RICHES Dizisi

THE GUARDIAN Dizisi

THE GUARDIAN Dizisi

Tatlı İntikam Dizisi

Tatlı İntikam Dizisi

SUPERNATURAL Dizisi

SUPERNATURAL Dizisi

SILENT WITNESS Dizisi

SILENT WITNESS Dizisi

SHARPE Dizisi

SHARPE Dizisi

ROBIN HOOD Dizisi

ROBIN HOOD Dizisi

RESCUE ME Dizisi

RESCUE ME Dizisi

MISSING Dizisi

MISSING Dizisi

MALCOLM IN THE MIDDLE Dizisi

MALCOLM IN THE MIDDLE Dizisi

MAD ABOUT YOU Dizisi

MAD ABOUT YOU Dizisi

LOST Dizisi

LOST Dizisi

LAW AND ORDER Dizisi

LAW AND ORDER Dizisi

JOURNEYMAN Dizisi

JOURNEYMAN Dizisi

JAKE IN PROGRESS Dizisi

JAKE IN PROGRESS Dizisi

HOTEL BABYLON Dizisi

HOTEL BABYLON Dizisi

HORNBLOWER Dizisi

HORNBLOWER Dizisi

HOPE & FAITH Dizisi

HOPE & FAITH Dizisi

HOME & AWAY Dizisi

HOME & AWAY Dizisi

FRIDAY NIGHT LIGHTS Dizisi

FRIDAY NIGHT LIGHTS Dizisi

FRASIER Dizisi

FRASIER Dizisi

FORSYTE SAGA Dizisi

FORSYTE SAGA Dizisi

EXTRAS Dizisi

EXTRAS Dizisi

DAMAGES Dizisi

DAMAGES

CHICAGO HOPE Dizisi

CHICAGO HOPE Dizisi

8 SIMPLE RULES Dizisi

8 SIMPLE RULES Dizisi

Hulki Cevizoğlu Kod Adı: 68


Kod Adı: 68
68'lilerin Dünü Bugünü

Hulki Cevizoğlu
CEVİZ KABUĞU YAYINLARI

BU KİTABI SATIN AL

- Darbe yapsın diye askerleri kışkırtan gazetecilerin itirafları...
- İhtilal ortamı yaratmak için gençleri kim örgütledi?..
- MİT’teki “Balon Dosyası” neydi?.. 12 Mart Cuntasının telefonları bile dinlendi mi?..
- 12 Mart’tan üç gün önce darbe olsaydı başbakan olacak sürpriz kişi kimdi?..
- APO’yu salıveren savcı!..
- Tarihi itiraf: “Deniz Gezmiş, mahkemeye saygılı olsaydı idam edilmezdi!”
- 12 Mart’ın savcısı Çelebi ilk kez konuştu: “Elhamdülillah Atatürkçüyüm!”
- CHP milletvekillerinin çoğunluğu niçin Deniz’lerin idamına hayır oyu vermedi?..
- “Hatırla Sevgili” filminde gördüklerinizin gerçeği...
- Uğur Mumcu, 12 Mart’ın savcılarından Baki Tuğ’dan özür diledi mi?..
- “Tam bağımsızlık” için banka soymak, adam kaçırmak mubah mıydı?
- 68’de kim “hain” kim “vatansever” idi?.. Bu kavramlar bugünle örtüşüyor mu?..
- “Balyoz Harekâtı” neydi? Balyoz kimlerin kafasını ezdi?..
- Deniz Gezmiş’lerin idamı “emirle gelen karar” mıydı?.. İşte belgesi...
- Deniz Gezmiş’in babasından şok açıklama: “Onları dağa çıkaran birtakım güçler vardı!..”
- Bir daha bir araya gelmeleri mümkün olmayan tanıkların tarihe ışık tutan ilk ağızdan açıklamaları...
- Gençler!.. Birbirinize düşmemek, aynı filmi tekrar yaşamamak için bu kitabı mutlaka okuyun!...

Irak Savaşı 2003 - ...

Irak Savaşı 11 Eylül 2001 terör saldırıları sonrasında A.B.D.'nin geliştirdiği yeni dış politika doktrinleri çerçevesinde, Afganistan'a yapılan askeri müdahalenin ardından, Körfez Savaşı'ndan beri tecrit edilmiş durumda ve ambargo altında bulunan Irak'a karşı 20 Mart 2003 tarihinde (başta Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık gelmek üzere) Koalisyon Güçleri olarak tanımlanan ülkeler ordularınca başlatılmış olan askeri saldırıları ve sonrasında işgal altındaki Iraklıların süregelen direniş eylemlerini kapsamaktadır. Halen fiilen devam etmektedir.

Irak Savaşı'nın aşamaları aşağıdaki başlıklarda toplanabilir.

* 20 Mart 2003 - 1 Mayıs 2003

Koalisyon güçleri ile düzenli Irak ordusu birlikleri arasındaki çarpışmalar.

* 2 Mayıs 2003 - 28 Haziran 2004


Düzenli birlikler arasındaki çarpışmaların sona ermesinden Irak'ın hükümranlık haklarının iade edildiği duyurusunun (Koalisyon Güçlerî'ne ait bir duyurudur) yapıldığı tarihe kadarki süre. Ebu Garip Cezaevi işkenceleri ortaya çıktı ve dünya kamuoyu önünde ABD'ye büyük bir zarar verdi.

* 29 Haziran 2004 - 30 Ocak 2005

Irak'ın hükümranlık haklarının iade edildiğinin duyurulmasından ilk Irak seçimlerine kadarki süre.

* 31 Ocak 2005 - 16 Aralık 2005

Irak geçici seçimleri ertesinden Irak genel seçimlerine kadarki süre.

* 17 Aralık 2005'den günümüze

Irak genel seçimleri ertesinden günümüze kadarki süre.

* 30 Aralık 2006

Saddam Hüseyin 04.55'te idam edildi.

Amerikan Başkanı George W. Bush, 11 Ocak 2007 Perşembe sabahı Türkiye saati ile 04.00'te ABD'nin yeni Irak stratejisini açıkladı. Bush, ABD halkına ve dünyaya seslendiği konuşmasında Irak Savaşı'nda birtakım hataların yapıldığını kabul ederek, "hataların yapıldığı yerlerde sorumluluk bana aittir" dedi. Bush, direnişle mücadele ve mezhep çatışmalarının önlenmesi konusunda başarısız olmalarının sebebi olarak asker sayısını daha önce artırmamayı gösterdi. Bush'un itirafının ardından açıkladığı yeni Irak stratejisinin temel unsuru asker artırımı. Bu strateji çerçevesinde Irak'a 21.500 Amerikan askeri daha gönderilecek. Bunların 17.500'ü Bağdat'a, 4000'i de Sünni direnişin kalesi El Anbar eyaletine konuşlandırılacak. Bu askerlerin Irak'ta ne kadar süre kalacağı belli değil. Yapılan açıklamaya göre ilk birlikler 15 Ocak'tan itibaren yola çıkacak. ABD'nin yeni Irak stratejisi ulusal uzlaşıyı sağlaması için Irak hükümetine daha fazla baskı yapılmasını da içeriyor. Sünnilerin siyasi sürece katılımının artırılması için bir an önce eyalet seçimlerinin yapılması, petrol yasasının çıkarılması, eski Baasçıları yasaklayan kanunun yumuşatılması isteniyor.

Bush, konuşmasında Irak Başbakanı Nuri El-Maliki'yi uyararak ""Irak hükümeti verdiği sözleri tutmazsa, Amerikan halkı ve Irak halkının desteğini kaybeder. Amerika'nın Irak için taahhütleri açık uçlu değildir." dedi. Yeni strateji uyarınca, Irak'a 1,2 milyar dolar ekonomik yardım yapılacak. Bush, ayrıca Irak hükümetinin de toplam 10 milyar doları kalkınma projelerine ayırmayı kabul ettiğini açıkladı. Bush yeni stratejsini açıklarken Suriye ve İran'ı da ağır şekilde suçladı. İran'ın Irak'taki mezhep çatışmalarını körüklediğini ileri süren Bush Suriye'nin de yabancı direnişlerin Irak'a geçmesine izin verdiğini savundu. Bush, Irak hükümetini desteklemeleri için Suudi Arabistan Ürdün ve diğer Körfez ülkelerine de çağrıda bulunarak onları "Bizim başarısızlığımız sizin için de tehdit oluşturur" diyerek uyardı.Bush konuşmasında sınırdaki sorunların çözülmesi konusunda PKK sorununa atıfta bulunarak Türkiye ve Irak ile birlikte çalışacaklarını söyledi ancak ayrıntı vermedi. Ancak PKK ile mücadelenin yoğunlaştırılması ve Kerkük konusunda Türkiye'nin hassasiyetlerinin dikkate alınmasının da ABD'nin yeni Irak stratejisinin bir parçası olduğu belirtiliyor.

* Sudan, Haiti, Kongo, Etiyopya, Afganistan, Irak..... n
* Birleşmiş Milletlere göre ‘Bugün yaşanan hava kirliliği, toprak kirliliği, yer altı ve yerüstü su kaynakları kirliliği, tehlikeli atıklar gibi çevre sorunlarının %34’ü savaşlar, yeni silah sistemlerinin geliştirilmesi çalışma ve harcamalarından kaynaklanmaktadır.
* Halen silahlanma için 2 gün içinde harcanan para 4.8 milyar ABD dolarını geçmektedir. Bu rakam BM lerin 3. Dünya ülkelerindeki çölleşmeyi önleme programı için 20 yılda harcadığı paraya eşittir.


* Körfez savaşında Kuveyt’te yakılan petrol kuyuları 600 milyon ton petrolü tüketerek havada is, gazlar ve tehlikeli kimyasallardan oluşan bir battaniye meydana getirmiştir.
* Çıkan duman güneşten gelen ışınları engellemiş; bölge ülkelerinde ısı yaklaşık 10° C düşmüştür.
* Petrol dumanı içindeki CO2 bölge ülkelerinde sera etkisi ve asit yağmurlarına neden olmuştur.
* Bugün Bağdat’ta yaşayanların büyük bir çoğunluğu Dicle’nin kirli sularını içiyor. nKanalizasyon atıkları; arıtma tesisleri tahrip olduğu için kontrolsüz şekilde Dicle’ye akıyor.
* Dicle nehrine akan kanalizasyon atıklarının içinde Amerikan Ordusunun atıkları da var. Bu atıklar son derece tehlikeli ağır metalleri de kapsıyor.
* Dicle sularının içme suyu olarak kullanıldığı bölgelerde sinir sistemi hastalıkları, doğum anomalileri ve kanserlerin görülme sıklığı arttığı Irak’lı uzmanlar tarafından belirtiliyor.…

amerika bölgede hüküm sürmektedir

* 1. Körfez savaşı sırasında başta içme suyu sistemleri, kanalizasyon yapıları ve barajlar olmak üzere Irak’ın tüm alt yapısı bombalanmıştır.
* 1. Körfez savaşında Bağdat’ta temiz su taşıma kanallarının % 40’ından fazlası tahrip olmuştur. 2. Körfez savaşında ise sistemin tamamı tahrip olmuştur.
* Irak’ın temiz su ve kanalizasyon sistemlerinin tekrar yapılandırılması için tahminen 11 milyar ABD doları gerekmekte idi..

Körfez Savaşı

Körfez Savaşı
20. yüzyılın sonlarında ve 21. yüzyılın başlarında Basra Körfezi bölgesinde 3 önemli savaş olmuştur.

* Irak-İran Savaşı, 1980-1988 yılları arasında İran-Irak arasında olan savaş. 1980'lerde Körfez Savaşı olarak da anılmıştır. Bugün bu terim daha çok Irak ile koalisyon güçleri arasındaki iki savaşın ilki için kullanılır.
* 1. Körfez Savaşı, 1990-1991 yılları arasında Irak ve ABD önderliğinde koalisyon güçleri arasında yapılmıştır.
* Irak Savaşı, 2003- Irak ve ABD önlerliğinde koalisyon güçleri arasında, Saddam Hüseyin hükümetinin kaldırılması ile sonuçlanmıştır. Bu savaş sıklıkla 2. Körfez Savaşı olarak anılmaktadır.

Falkland Savaşı

Falkland Savaşı, 2 Nisan 1982'de Arjantin'in Falkland ve Güney Georgia Adalarını işgal etmesi ile başlayan savaştır. Savaş altı hafta sürmüştür.

Falkland Adaları üzerindeki egemenlik sorunu 1964'de Birleşmiş Milletler'de Sömürge Sorunları Komisyonu'nun gündemine geldi. Arjantinlilere göre, Malvinas olarak bildikleri adalar Arjantin'in bir parçasıydı. Adaların Güney Amerika'ya coğrafi yakınlığı vardı. Arjantin, İspanya'nın halefi olduğunu ileri sürüyordu. İngiltere, adalar üzerindeki hükümranlığı Arjantin'e devretmeli, yönetimi belirli bir anlaşmaya uygun olarak sürdürmeliydi. İngiltere ise adada yaşayan İngiliz asıllıların isteklerine aykırı olduğundan, böyle bir düzenlemeye gidemiyordu. İngiltere 1833'den beri adalar üzerinde "işgal ve yönetimi" sürdürdüğünü ve Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 1. maddesine göre Falklandlılar'a self-determinasyon ilkesinin uygulanması gerektiğini ileri sürüyordu. İngiltere'ye göre Falkland Adaları, Arjantin'in yönetim ve denetimine geçerse sömürge durumu sona ermeyecek, tam tersine başlayacaktı.

Yıllarca süren müzakereler bir sonuç vermeyince Arjantin Falkland ve Güney Georgia Adalarını işgal etti. İngiltere, Güney Amerika'ya hemen bir görev kuvveti gönderdi. İngiltere, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Ekonomik Topluluğu'nda (AB) büyük diplomatik destek gördü; Arjantin'e ekonomik zorlama tedbirleri uygulandı. 25-26 Nisan 1982 tarihlerinde İngiliz birlikleri Güney Georgia Adasını ele geçirince, Falkland Adalarındaki Arjantin birlikleri komutanı teslim oldu. Arjantin Devlet Başkanı Galtieri'nin ayrılmasından sonra İngiltere adalardan çekilmedi ve iki ülke arasındaki sorun kesin bir çözüme bağlanamadı. Savaşın sonucunda, 258 İngiliz ve 649 Arjantinli ölmüş, adalar İngiltere kontrolünde kalmaya devam etmiş, fakat Arjantin de adalar üzerindeki hak iddiasından vazgeçmemiştir.

İran - Irak Savaşı

İran-Irak Savaşı, 1980-1988 yılları arasında Irak ve İran arasında yapılmış olan savaştır. Yaklaşık bir milyon kişinin ölümüne, 150 milyar Amerikan Doları maddi hasara, her iki ülkede de ağır yıkımlara yol açmıştır. Irak'ın zaferleri ile başlayan savaş, İran'ın direnmesiyle yıpratma savaşına dönüşmüş ve galibi olmadan sonuçlanmıştır.

Soğuk Savaş boyunca Irak-İran ilişkileri iyi olmadı. 1969 Nisan ayında, Amerika Birleşik Devletleri’nin de desteğini alan İran Şahı, önemli bir su yolu olan ve 1937 yılı Irak-İran sınır antlaşması ile Irak’a bırakılan Şatt-ül-Arap’ı geri almak istedi. Bu amaçla, güç gösterisi olarak gemilerini bölgeye gönderdi. 1970 yılında kesilen diplomatik ilişkiler, 1973 yılında tekrar kuruldu ve 1975’te bir antlaşma imzalandı. Buna göre iki ülke arasındaki sınır, su yolunun en derin noktasından geçecekti. Ayrıca İran, Irak’taki Kürtleri merkezî hükümete karşı desteklemeyeceğini taahhüt ediyordu. Fakat 1971 yılındaki silahlı çatışmalar sırasında İran’ın ele geçirdiği Körfez adalarından çekilmemesi, iki ülke arasındaki ilişkinin gelişmesine engel oldu.

Adalar sorunu yüzünden zaten gergin olan Irak-İran ilişkileri, İran’da Şiiliğin savunucusu olan Humeyni iktidarının başa gelmesi ile iyice bozulmaya başladı. Bağdat’taki Saddam Hüseyin hükümeti, İran’daki Şii hükümetin, Irak’taki Şii çoğunluğu Sünni iktidara karşı kışkırtmasından endişe ediyordu. Bu arada Irak, İran’daki Arap bölgesi Huzistan’a özerklik verilmesi fikrini savunmaya başlamıştı.

1980 yılının ortalarında, ordudaki yüksek rütbeli subayların tasfiye edilmesi ve rehineler olayıyla ABD’nin düşmanlığını çekmesi dolayısıyla, İran'ın güçsüz durumda olduğu izlenimi uyanmıştı. İran’ın iki ülke arasında anlaşmazlık konusu olan bölgeden askerlerini çekmeyi reddetmesi üzerine 22 Eylül 1980’de Irak ordusu sınırı geçti. Irak 16 Eylül’de, Şatt-ül-Arap antlaşmasını feshettiğini açıklamıştı.

Savaşın ilk günleri, baskın avantajını koruyan Irak’ın üstünlüğü ile geçti. Fakat, zamanla İran’ın direnişinin artması ile savaş karşılıklı yıpratma sürecine girdi.

İran’ın ilk tepkisi, sadece ilerleyen Irak birliklerini değil, aynı zamanda Irak’ın Basra limanını da bombalamak oldu. Aynı günlerde Tahran ve Bağdat karşılıklı bombalandı. Eylül ayının sonunda Irak ordusu Abadan ve Hürremşehr kentlerini abluka altına almıştı, ama kış gelmeden bitirmek istediği savaşta istediği sonuca gidemiyordu. 1980 kışı boyunca yapılan barış girişimleri başarısız oldu ve 1981 Nisan ayından itibaren savaş yeniden alevlendi.

Tarih, yıpratma savaşlarında ekonomik gücünü ve insan kaynağını en uzun süre kullanabilen tarafın avantajlı olduğunu göstermiştir. İran bu uzun savaşta kendisini, stratejisini hızlı bir zafer üzerine kuran Irak’a göre daha rahat hissediyordu. Bunu bilen Irak, İran’ın ekonomik gücünü zayıflatma amacıyla saldırıya başladı.

İki ülkenin de ekonomik gücü büyük ölçüde, en büyük ihraç ürünleri olan petrole dayanıyordu. Irak, boru hatlarından petrol ihraç edebilirken İran, ihracatını büyük ölçüde Basra Körfezi’nden yapıyordu. Yani, Basra Körfezi'ndeki petrol ticaretinin kesintisiz sürmesi Irak’ın değil, İran’ın işine geliyordu. Bu sebeple Irak, petrol taşıyan İran gemilerine saldırılar düzenlemeye başladı. Benzer şekilde İran da, Irak petrol tesislerine saldırıya başladı.

Körfez petrol ticaretinin zarar görmesi, Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşa aktif olarak katılmasına sebep oldu. ABD ve müttefikleri (Avrupa ve Japonya) büyük ölçüde Körfez petrolüne muhtaçtı ve petrol yolunun saldırıya açık olması Batı dünyası için tehlikeliydi. Körfez petrol yolunu açık tutmak için Amerika Birleşik Devletleri bölgeye bir filo gönderdi ve ABD bayrağı çekmiş Kuveyt tankerlerini korumaya başladı.

Sekiz yıl süren savaş 1988 Ağustos ayında yapılan ateşkes ile sonlandı. Ancak Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılan barış görüşmelerinden sonuç alınamadı. İran, görüşmeler için ön koşul olarak topraklarındaki tüm Irak askerlerinin çekilmesini isterken, Irak Şatt-ül-Arap suyolu üzerinde ortak denetim kurulmasında ısrar etti. İki ülke arasındaki barış, ancak Irak’ın Kuveyt’i 1990 Ağustos ayında işgali ve ABD ile savaşa tutuşma korkusuyla İran’dan aldığı toprakları geri vermesiyle gerçekleşti.

Amerika Birleşik Devletleri, İran’daki müttefiki Şah'ı devirip iktidara gelen İslami rejimden hiçbir zaman hoşnut olmamıştı. Bu sebeple, 1967 yılında diplomatik ilişkilerini kestiği Irak ile tekrar yakınlaşmaya çalıştı. Çeşitli kanallardan Irak’a silah yardımı yaptı ve büyük miktarda borç para sağladı. Irak’ın biyolojik ve kimyasal silahlar üretmesine yardımcı oldu[kaynak belirtilmeli].

Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere 1986 Mart’ında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Irak’ın İran’a karşı kitle imha silahları (kimyasal ve biyolojik silahlar) kullanmasını eleştiren kararlar almasını, karşı oy kullanarak engelledi.

* Irak-İran Savaşı, yaklaşık bir milyon insanın hayatına mal oldu. Savaşan taraflar ufak kazançlar için ekonomik kaynaklarını tüketti. Savaşın sonucunda Irak-İran sınırı değişmedi. Savaşın etkileri yıllar boyunca hissedildi.

* İki ülkenin birbirlerinin petrol tesislerine saldırılar düzenlemesi sonucu petrol üretimi düştü, petrol fiyatları arttı.

* Savaş boyunca Irak, kendisini destekleyen devletlerden borç alarak silah satın almıştı. Bu borçları ödemekte zorlanması, 1990 yılında Kuveyt’e saldırarak oradaki petrol kuyularını ele geçirmeye çalışmasına yol açtı. Bu tavrı da Irak'ı uluslararası ilişkilerde yalnızlığa sürükledi ve desteksiz bıraktı.

Yom Kippur Savaşı

Yom Kippur Savaşı
1967 Arap İsrail Savaşı'ndan sonra ümitlerini; BM toplantılarına ve ABD-Rus görüşmelerine bağlamış olan Araplar, sorunun sürüncemede kaldığını anlamışlar ve ümitsizliğe düşmüşlerdir. Ancak ümitlerini dış faktörlerden bağımsız olarak düzeltebilecekleri konusundaki inançlarında artış olmuştur.

Bu gelişmeler ve geçmişte yapılan hatalar, işgal edilen Arap topraklarının kurtarılması için tek yolun, topyekün mücadele olduğu görüşünde birleşmelerine yol açmıştır. Başta Mısır, Suriye ve Ürdün olmak üzere Araplar bu düşünce altında askeri hazırlıklarını artırmaya başladılar. Diğer Arap ülkerleri de ekonomik açıda bu ülkelere destek olmaktadır.

6 Ekim 1973'te, Kara Kuvvetleri personel mevcudu, Mısır'ın 325. 000, Suriye'nin 112. 000 olmak üzere 473. 000 iken; İsrail'in savas mevcudu 105. 000 idi. Ancak, İsrail etkin seferberlik sistemiyle 48-72 saat zarfında personel mevcudunu 300. 000'e çıkardı. Bu savaş, hukuken Mısır, Suriye ve İsrail arasında cereyan etti. Lübnan ve Ürdün savaşa hukuken katılmaktan kaçındılar. Ancak bu savaşta tüm Arap ülkeleri tam bir dayanışma içinde Mısır ve Suriye'ye mali, siyasi ve askeri yardımda bulundular.

Mısır ve Suriye orduları, İsrail'in en büyük bayramını kutladığı gün (Yom Kippur), yani 6 Ekim 1973 günü saat 14:00'de taarruza Suriye Cephesi'ndeki taarruzları Golan mevzii derinliklerinde durduran ve iç hat harekatı yapan İsrail, önceliği Suriye Cephesi'ne verdi ve 9 Ekim sabahı Golan Cephesi'nde 11 Tugay toplayarak karşı taarruza geçti. 22 Ekim 1973'de İsrail, Hermon Dağı'nın en hakim yeri olan 2201 Rakımlı tepe bölgesini ele geçirdi ve Suriye topraklannda 20 Km. derinlik, 40 Km. genişlikteki araziyi işgal etti.

Sina Cephesi'nde kanalı geçmeye muvaffak olan Mısır l ve 2 nci orduları, BAR-LEV savunma hattını ele geçirdiler ve Kanalın 10-15 km. kadar doğusuna ilerlediler. 14 Ekim günü 5 piyade tümeni, l mekanize tümen ve dört zırhlı tugay (70. 000 personel, 700 tank) ile İsrail'in ikinci savunma mevzilerine taarruza geçtiler. Ancak, Suriye Cephesi'nde durumu lehine çevirmeye başaran ve 4 zırhlı tugayını Sina Cephesi'ne kaydıran İsrail, kısa sürede bu cephede de durum üstünlüğü sağlamaya muvaffak oldu. 16 Ekim 1973'de Sina Cephesi'nde genel karşı taarruza geçen İsrail, 18/19 Ekim gecesi Süveyş Kanalı batısına 2 tugay kadar kuvveti geçirmeyi başardı. Mısır, İsrail taarruzlarını İsmailiye-Kahire yolunun 5 Km. kadar doğusunda durdurabildi.

BM. 'in 22 Ekim ve 24 Ekim tarihli Ateşkes kararlarına uymayan İsrail, 26 Ekim günü Barış Gücünün gelmesiyle ateşkese uydu. Bunda SSCB. 'nin bölgeye tek taraflı kuvvet gönderme kararlılığı da etkili oldu. Ateşkes kararı yürürlüğe girdiğinde, Mısır 3 ncü ordusuna mensup 20. 000 kişi ile 200 tanktan müteşekkil birliklerinin Anavatanları ile bağlantısı kesilmiş bulunuyordu. Bu savaş sonunda Mısır 500, Suriye 500, Irak 120 tank, İsrail ise 600 tank kaybetmiştir. Savaş sırasında Mısır- Suriye kuvvetleri 8500, İsrail ise 6000 kayıp verdi.


Yom Kippur Savaşı İsrail'i; askeri, diplomatik ve ekonomik alanlarda ABD'ye eskisinden daha bağımlı kıldı. Savaşın hemen ardından başlayan, başını Suudi Arabistan'ın çektiği ve İsrail'i destekleyen ülkeleri hedef alan petrol ambargosu Mart 1974'e kadar sürdü. Ambargo sonucu petrol fiyatları yükselirken, dünya çapında benzin sıkıntısı başgösterdi.

Kökü tarihin derinliklerine inen ve yaklaşık 3500 yıllık bir geçmişe sahip bulunan Arap-İsrail Sorunu; 1850 yıllık bir aradan sonra, 1917 yılından itibaren tekrar başlamış ve 1948 yılında İsrail Devleti'nin kurulmasıyla şiddetlenmiştir. Taraflar amaçlarını gerçekleştirmek için Milli Güç Unsurlarını her alanda ve fırsatta kullanmışlarsa da; bu konuda verilen 4 savaş dahi kesin sonuç almalarına yetmemiştir. Keza Mısır'ın ABD. 'nin yanında yer alması ve Camp David Antlaşmaları dahi soruna kesin ve kalıcı çözüm getirememiştir

Sorunun halihazır ve gelecekteki muhtemel gelişmesi ve objektif bir değerlendirme yapabilmek için; tekrar amaç kavramına bakmakta yarar görülmektedir. İsrail için amaç tahakkuk etmiş olup, tespit edilen amaç doğrultusunda İsrail Devleti kurulmuş, bekası için gerekli şartlar önemli ölçüde sağlanmıştır. Araplar ise; başlangıçta tespit edilen amaçları gerçekleştirememişlerdir. Diğer bir ifade ile İsrail Devleti'nin kurulmasını engelleyememişler ve bekasının devamlılığını sağlayan şartları ortadan kaldıramamışlardır.

Altı Gün Savaşı 1967

Altı Gün Savaşı, 5 Haziran 1967'de İsrail ile Arap İttifakı arasında başlayan ve 6 gün süren savaşa verilen addır. İsrail'in kesin üstünlüğü ile bitmiştir. Bu savaştaki önemli olaylardan biri de savaşı gözlemlemek üzere gönderilen USS Liberty adlı bir Amerikan gemisinin İsrail tarafından saldırıya uğramasıdır. Şimdiki birçok sorunun temelini oluşturur. İsrail topraklarını 4 katına çıkarmıştır. İsrail'in BM Kararını uygulamaması sonraki dönemde büyük sıkıntı oluşturmuştur.

1956 Süveyş Krizi, Mısır açısından askeri bir yenilgi, ancak politik bir zafer olmuştur. ABD ve Sovyetler Birliği'nden gelen ağır siyasi baskılar, İsrail'in kuvvetlerini Sina Yarımadası'ndan çekmesine yol açtı. 1956 savaşından sonra, Mısır sınır bölgesinin askerden arındırılması ve gerillaların sınırı geçip İsrail'e girmesini engellemek amaçlı bir Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün, Birleşmiş Milletler Acil Durum Kuvveti'nin yerleştirilmesine razı oldu. Mısır aynı zamanda önceki Süveyş Krizi'nde İsrail gemilerine kapatıp, krizin tırmanmasına sebep olan Tiran Boğazı'nı tekrar açmayı kabul etti. Sonuç olarak İsrail-Mısır sınırı bir süre sakin kaldı.

1956 krizi sonrasında bölgede sürdürülmesi mümkün olmayan bir denge oluştu. Bu dönemde hiçbir Arap ülkesi İsrail'i diplomatik olarak tanımamıştı. Suriye ise Sovyet Bloğu'ndan aldığı destekle 1960'ların başında İsrail'e karşı gerilla saldırılarına destek veriyordu.

1964 yılında İsrail, ulusal su yolu projesi için Ürdün Nehri'nden su almaya başladı. Ertesi yıl ise Arap devletleri, Ürdün Nehri'nden gelen suyun İsrail'e akmamasına yol açacak planlarını devreye soktular. Bu plan İsrail'in ulusal su yolu kaynaklarını %35, ülkenin toplam su kaynağını ise %11 azaltacaktı. İsrail Savunma Kuvvetleri (ISF) Suriye'de inşa halinde olan baraj tesislerine Mart, Mayıs ve Ağustos 1965'de saldırılarda bulundu. Bu saldırılar Suriye - İsrail arasında savaşa dek süren uzun sınır çatışmalarına yol açtı.

27 Mayıs 1967'de Arap ticaret birliğine olan konuşmasında Nasır "Eğer İsrail, Suriye veya Mısır'a saldırırsa bu bir genel savaştır ve Suriye ile Mısır sınırlarındaki noktalardan ibaret bir savaş olmayacaktır. Savaş bir genel savaşa dönüşecektir ve en büyük görevimiz İsrail'i yok etmektir." demiştir.

İsrail Dışişleri Bakanı Abba Eban otobiyografisinde "Nasır silahlı bir savaşa girmeyeceğini düşünmüştü. Onun amacı savaşsız bir galibiyet kazanmaktı." yazmıştır. James Reston, 4 Haziran 1967 tarihli New York Times'da yayınlanan yazısında "Kahire savaş istemiyor ve savaşa hazır değildir. Lakin çoktan savaş çıkma olasılığını kabullenmiş, olayın kontrolünü tamamen kaybetmiştir." demiştir.

Gazeteci Mike Shuster 2002 tarihli Amerikan Ulusal Devlet Radyosu'ndaki yazısında; savaştan önce bile İsrail'in kendisini yok etmek isteyen Arap ülkeleriyle çevrili olduğu gerçeğinin açık olduğunu dile getirmiştir. Shuster bunu "Mısır; milliyetçi ve Arap Orta Doğu'nun en güçlü ordusuna sahip Nasır tarafından yönetiliyordu. Suriye ise İsrail'i denize itmeye çalışan radikal Baas Partisi tarafından yönetiliyordu." diyerek açıklamıştır. İsrail'in provoke edici olarak gördüklerini ise kanalların İsrail'e kapatılması ve silahsızlaştırılması uygun görülen Sina Yarımadası'a asker çıkarılması olarak göstermiştir.

Savaşın başında Mısır, 160,000 askerinden 100,000'ini Sina Yarımadası'na yerleştirmişti. Bu 100,000 asker; Mısır'ın tüm kolorduları olan dört piyade, iki zırhlı ve bir mekanize kolordusundan oluşuyordu. Ayrıca dört bağımsız piyade ve dört bağımsız mekanize tabur da bölgedeydi. Bu askerlerin üçte birinden fazlası Yemen iç Savaşı'nda da savaşmış tecrübeli askerler, diğer üçte biriyse rezerv kuvvetlerdi. Kuvvetler 950 tank, 1,100 ZPT ve 1,000'den fazla topa sahipti. Aynı zamanda 15,000 - 20,000 arası Mısır askeri de Yemen'de savaşmaktaydı. Nasır'ın hedefleri konusundaki kararsızlığı, ordunun aldığı emirlere de yansımıştı. Genelkurmay Mayıs 1967'de operasyon planlarını dört kez değiştirmiş, her değişiklik askerler ve araçlar üzerine yeni yük bindiren bir yer değiştirmeye sebep olmuştu. Mayıs sonuna doğru Nasır, genelkurmayı ikna ederek Kahir ("Zafer") adlı planı devreye soktu. Plana göre hafif piyadelerle ön cephede oluşturulacak bir erken İsrail ilerlemesini zayıflatacak, arka hatlarda tutulacak büyük kuvvetler ise İsrail hücumu tanımlandığında karşı saldırıda kullanılacaktı. Ayrıca bu birlikler Sina'nın ileri defans hattını oluşturacaktı. Bu sırada, Nasır Mısır, Suriye ve Ürdün'deki seferberliğin seviyesinin arttırılması ve İsrail'de baskıda bulunulması için de çalışmaktaydı.

Ürdün ordusunun toplam 55,000, Suriye ordusunun ise 75,000 askeri vardı.

İsrail ordusunun toplam asker sayısı, rezervler dahil olmak üzere 264,000 askerdi. Ancak bu rakam, rezervlerin sivil yaşam için hayati mevkilerde bulunmaları sebebiyle erişilmesi çok zordu.[26] James Reston, New York Times'da 23 Mayıs 1967 yazısında, "Disiplin, eğitim, moral, ekipman ve genel güç bakımından (Nasır'ın) ordusu ve diğer Arap kuvvetleri, Sovyet yardımı olmadan İsrail'e denk değiller. (Nasır) Yemen'de 50,000 asker, en iyi generaller ve hava desteğine sahipken bu küçük ve geri kalmış ülkede başarı sağlayamadı, hatta Kongo asilerine yardım çabaları bile sonuçsuz kaldı."

1 Haziran akşamı, İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan, İzhak Rabin ve GOC (???), Güney Tugay Komutanlığı Generali Yeshayahu Gavish'ı çağırarak Mısır'a karşı planını sundu.

Rabin, Güney Komutanlığı'nın Gazze Şeridi'ne dek savaşarak ilerlediği, sonra bölgeyi ve halkını Mısır'a karşı Tiran Düzlükleri açılana dek rehine olarak tutacağı bir plan sundu. Gavish ise Mısır kuvvetlerinin Sina'da yok edilmesi için daha geniş bir plana sahipti. Rabin, Gavish'in planının tarafını tuttu, daha sonra Dayan da aynı anda Suriye ile çatışmaya girilmemesi şartıyla bu plana destek verdi.

Vietnam Savaşı 1965-1973

Vietnam Savaşı, komünist dünya, (Sovyetler Birliği ve Çin) ile ittifaka girmiş olan Vietnam Demokratik Cumhuriyeti (Kuzey Vietnam) ile Vietnam Cumhuriyeti (Güney Vietnam) ve başta ABD olmak üzere kapitalist müttefikleri arasında yaşanan savaştır. ABD birlikleri 1965 yılından 1973 yılına kadar savaşa dahil olmuştur ve 53,200 askerini kaybetmiştir.

İkinci Dünya Savaşı bittiğinde Çinhindi; İngiliz ve Fransız sömürgesiydi. III. Napolyon döneminde Fransızlar Annam, Kamboç, Koşen ve öteki bazı bölgeleri ellerine geçirmişler bu arada Hindistan ve Birmanya yoluyla Çinhindi'ne giren İngilizlerle Mekong'da çatışmışlar ve sonunda bu akarsuyu sınır yapmışlardır.

İkinci Dünya Savaşı'nda Çinhindi, Japonya'nın eline geçti. Bu devlet, 1945 yılında yenileceğini anlayınca buradaki milliyetçi duyguları körüklemiş ve bölge halkını silahlandırmıştır. Çinhindi 'nde üç bağımsız devletin (Vietnam, Laos ve Kamboçya) kurulduğunu ilan ederek Vietnam'ı İmparator Bao Dai'nin yönetimine bırakmıştır.

1945 yılında Fransız Çinhindi'ne gelen ilk birlikler İngiltere'ninkilerdi. Bunlar Saygon'a geldiklerinde durumu karışık buldular. Çünkü, milliyetçi gruplar savaş sonu düzensizliğinden yararlanarak denetim kurmak için çaba gösterirken, "Hür Fransa"ya bağlı birlikler de bölgedeki Fransızların hayatını korumak için mücadeleye başlamışlardı. 1946 yılının sonuna gelindiğinde.

Truman ve Vietnam'da Truman doktrine diye adı geçen bir bölümde komünizmin domino teorisine dayanarak "Eğer Vietnam'a göz yumarsak yayılacak hiçbir komünist devlete göz yummamalı ve elimizden geleni yapmalıyız" demiştir. Ancak Truman zamanında Fransızlar Vietnam'da hakim durumdaydı ve Ho Chi Minh liderliğindeki komünistlere karşı savaş vermekteydi ABD de her şekilde para silah cephane yardımını Fransa'ya yapıyordu...

Dwight Eisenhower döneminde Fransızlar Vietnam'dan çekilmişti ve Vietnam'da Komünistler ve kapitalistler arasında iç savaş vardı. ABD'de Fransa Vietnam'dan çekilince, Birleşmiş Milletler'le beraber, 17. paraleller sınır olmak üzere Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılmasını sağlamıştır. O dönemde Eisenhower'ın politikası barışçıl yollarla çözümdü. Eisenhower, başkanlığında her zaman barışçıl bir politika yürütmüştür; öte yandan Vietkong (komünist gerillalar) Güneye saldırınca bölgeye asker göndermiş ancak bu askerler sadece Güney askerlerine eğitim amacıyla orada bulunmuş herhangi bir mücadeleye girmemiştir. John F. Kennedy döneminde asker sayısı 16 bini aşmış ancak yine mücadaleye girmemişlerdir. Başkan Lyndon Baines Johnson ve Richard Milhous Nixon döneminde mücadeleye girmiştir.

Dünyadaki birçok yerde,II.Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan alt-bölgesel örgütlerin büyük bir çoğunluğu ise, sıkı iki kutuplu sistemde batı blok lideri ABD’nin, doğu blok lideri SSCB’yi çevreleme politikası doğrultusunda oluşturulmuşlardır.1949 NATO, 1954 Balkan İttifakı, 1955 Bağdat Paktı örgütleri ile müttefiklerden bir hat oluşturma yolundaki stratejinin Uzakdoğu ayağını da, 1954 yılında kurulan Güneydoğu Asya Antlaşması Teşkilatı (SEATO) oluşturmuştur.

Vietnam'ın 20 yüzyıl tarihinin otuz senesinde savaş hüküm sürdü. Komünistlerin Fransız koloni kuvvetlerine karşı 1940'lı yıllarda başlattıkları mücadele, Saygon ve ülkenin tamamının kontrolünün 1975'te ellerine geçmesine dek sona ermedi. Kuzeyde mevzilenmiş komünist güçler, komünist lider Ho Şi Min liderliğinde 1954 yılında Fransızları bozguna uğrattılar. Ülke, yapılan anlaşmalarla komünist kuzey ve Amerikan yanlısı güney olmak üzere ikiye bölündü, arada askerden arındırılmış bir bölge vardı. Kalıcı bir çözüm için ülke çapında seçim sözü verildi ama bu asla gerçekleşmedi. Beş yıl içinde komünistler, güneyde gerilla savaşı başlattılar.

1964 yılında Kuzey Vietnam devriye botları, Tonkin Körfezi'nde seyretmekte olan Amerikan savaş gemisi 'Maddox'a ateş açtılar. Amerika da bu gerekçeyle Kuzey'i bombalamaya başladı. Sonradan devriye botlarının ateş açma hikayesinin düzmece olduğu anlaşıldı.[kaynak belirtilmeli] Bu saldırı hikayesi sadece Kuzey'i bombalamak gibi bir avantaj sağlamakla kalmadı, ABD Kongresi'nin, Başkan'a yeni yetkiler veren 'Tonkin Körfezi Kararnamesi'ni onaylamasını da sağladı. Buna göre, Amerikan Başkanı, saldırganları püskürtecek ve yayılmasını engelleyecek her türlü yetkiyle donatılmış bulunuyordu. Amerika'nın Vietnam Savaşı'ndaki komploları bundan ibaret değildi. 1963 Kasım ayında Güney Vietnam Devlet Başkanı Diem askeri bir darbe sırasında öldürüldü. Bu cinayetin ABD istihbarat örgütü CIA tarafından işlendiği sonra kanıtlandı.

Komünistlerle savaşmak üzere bölgeye yüz binlerce Amerikan askeri gönderildi. Bu, nihayetinde pahalı ve başarısız olacak; sivil huzursuzluğa ve uluslararası şaşkınlığa yol açacak bir süreçti. Amerika Birleşik Devletleri bilhassa domino teorisine dayanarak komünizmin yayılacağı yönündeki Soğuk Savaş kaygısıyla hareket etmişti.

Vietnam savaşı çok çetin geçtiği kadar iki tarafında birbirine acımadığı bir savaş olarak akıllara kazınmıştır. Vietkong’lar akla gelebilecek her türlü işkenceyi ele geçirdikleri Amerikan askerlerine yapmaktan geri kalmamış, keza Amerikan askerleri de yakaladıkları Vietkongları diri diri helikopterle alçaktan (ölümleri gerc ve can cekişerek olsun diye) atmışlardır. Toplu halde yapılan işkenceler, insanları canlı canlı yakmalar, biyolojik saldırılar, napalm bombaları, bir köyü basıp çoluk çocuk kim varsa talan etmeler sıradan hale gelmiştir.

ABD’den 19 bin km uzakta cereyan eden savaş, televizyon sayesinde Amerikalıların oturma odalarına taşınmıştır. Savaş görüntüleri olarak ölen, yaralanan, acı çeken asker görüntüleri, savaş sırasında mağdur olan sivil halkın durumu, özetle kan ve gözyaşı, insanları savaştan soğutmuş ve böylece ABD kamuoyunun savaşa olan desteği her geçen gün azalmıştır. Zaten, 1960’lardan itibaren Vietnam Savaşı yaygın halk muhalefetini ortaya çıkartmış ve Amerikalı gençler arasında haksız bir savaşa karşı bir duruş ortaya çıkmıştı. 1970’lere gelindiğinde ise nüfusun %60'ı savaş karşıtı olmuştu.

Ülkenin dağlık orta bölgelerinde bir kasaba olan Buon Ma Thuot'nın ele geçirilişiyle savaşın kaderi değişmiş ve Kuzey Vietnam güçleri iyice güçlenmiş ve moral kazanmış; ve nihayet iki ay sonra, 30 Nisan 1975 tarihinde Güney'in başkenti olan o zamanki adıyla Saygon'a girmiştir.

'Vietnam Savaşı' uzun ve kanlı bir savaş oldu. Hanoi hükümeti, 21 yıl süren çatışmalarda kuzey ve güneyde toplam dört milyon sivil ile bir milyondan fazla komünist savaşçının hayatını kaybettiğini söylüyor. ABD'nin verilerine göre ise , 200 ile 250 bin Vietnamlı asker ile 53 bin 200 Amerikan öldü ya da kayboldu.

Saygon artık bugünün Vietnam'ının kurucusu ve o savaşın kahramanı ve lideri Ho Şi Min'in adını taşıyor.

Bu savaşı Komünist S.S.C.B, Çin, Kuzey Kore, K.Vietnam kazandı. Vietnam Savaşı'nın başlangıcında Çin-Sovyet ilişkilerinin düzelmesini sağlayacağı varsayılıyordu, fakat algı farklılıkları ilişkilerin daha da bozulmasına sebep olmuştur. Sovyet-Çin farklılıklarının derinleşmesi, çokkutupluluğu güçlendirerek Yumuşama(detente) sürecinin hızlanmasına sebep olmuştur. Böylece, A.B.D'nin Vietnam'ı bölme planı suya düşerken, Kuzey Vietnam ve Güney Vietnam 1975 yılında birleştiler.

Suveys Krizi 1956

Süveyş Krizi, 1956 yılında İsrail, İngiltere ve Fransa'nın oluşturduğu gizli ittifak ile Mısır arasında yapılan savaştır. Mısır lideri Nasır'ın Süveyş Kanalını millileştirdiğini açıklamasından sonra çıkan savaş, Sovyetler Birliği'nin Londra ve Paris'e atom bombası atma tehditi karşısında İngiltere ve Fransa'nın geri adım atmasıyla sonlanmıştır. Süveyş Krizi, İkinci Dünya Savaşı öncesinde dünyaya egemen olan Batı Avrupalı devletlerin mutlak egemenliğinin son bulduğunu ve artık Amerika'nın desteği olmadan hareket edemeyeceklerini göstermiştir.

1950'lere gelindiğinde Mısır’da egemen bir devlet kurulmuş olmasına rağmen Süveyş Kanalı’nın denetimi Batılı Devletler’in kontrol ettiği Kanal Şirketi’ndeydi. Şüveyş kanalı yoluyla başta İngiltere ve Fransa olmak üzere pekçok Batı Avrupa devleti, Körfez ülkelerinden petrol alıyordu.

Mısır’da 1952 yılında iktidara gelen Cemal Abdulnasır, ülkesini askeri yönden güçlendirmeye ve İsrail karşısında üstün duruma geçmeye çok önem verdi. Bu amaçla, Sovyetler Birliği’ne yaklaşmaya ve Çekoslovakya üstünden silah almaya başladı. Ayrıca, Asuan Barajı’nı bitirip, ülkenin ekonomik kalkınmasını sağlamak istiyordu. Fakat bunlar için büyük miktarda mali yardıma ihtiyacı vardı. ABD ve İngiltere’den kredi almayı denediyse de, bu iki ülke Mısır’ın Doğu Bloğu’ndan silah alması ve İsrail karşıtı militanları desteklemesi sebebiyle kredi vermediler.

Bunun üzerine Nasır, ihtiyacı olan mali gücü sağlamak için Süveyş Kanalı’nı işleten Kanal Şirketi’ni milleştirdiğini açıkladı. Kanal Şirketi’nin hisselerinin değerini sahip devletlere ödeyeceğini açıkladıysada, bu karar İngiltere ve Fransa’dan çok büyük tepki aldı. Çünkü, bu iki devlet için Süveyş Kanalı, Basra Körfezi'ndeki devletlerden aldıkları petrolün taşınması için çok önemliydi. Bu nedenle burada, Sovyetler’e yanaşmaya başlayan Mısır’ın denetim kurması tehlikeliydi. Ayrıca çok karlı olan Kanal Şirketi hisselerini Mısır’a devretmek istemiyorlardı.

Anlaşmazlığı çözmek için toplanan Londra Konferansı’ndan sonuç çıkmadı. Bunun üzerine İngiltere başbakanı Antony Eden Paris’e gitti. Paris dışındaki Sevr’de toplanan İngiltere, Fransa ve İsrail Mısır’a askeri müdahele kararı aldı. Buna göre İsrail Mısır’a saldıracak, İngiltere ve Fransa ise savaşanları ayırmak bahanesiyle bölgeye asker çıkartıp kanalı işgal edeceklerdi. İki ülke arasındaki çatışmalar durdurulduktan sonra ise, “daha başka çatışmaları önlemek ve dünya ticaretinin bölge savaşlarından etkilenmemesini sağlamak” amacıyla bölgede kalıcı bir İngiliz-Fransız birliği konuşlandırılacaktı.

Anlaşmaya göre İsrail 29 Ekim 1956’da Sina yarımadasını işgale başladı. Derhal harekete geçen İngiltere ve Fransa, Mısır’a bölgeye asker yollayarak “savaşı durdurmayı” önerdi. Nasır’ın bunu reddetmesinin ardından ise iki devlet askeri harekata başladı. İngiltere’den ve Fransa’dan birçok uçak gemisinin katıldığı harekat 5 Kasım’a kadar hava saldırısı; sonrasında ise paraşütçü birliklerin indirilmesi şeklinde gerçekleşti. Taktik açıdan harekat çok başarılı oldu. İngiliz ve Fransız birlikleri, Mısır birliklerini yenip kolayca kanalı ele geçirdi ve bölgeye hakim oldu.

Hem Sovyetler Birliği, hem de Amerika Birleşik Devletleri bu saldırıya karşı cephe aldılar. Amerika ve Sovyetler’in savaşa karşı ortak tavır koymaları, Soğuk Savaş’ın ender olaylarından biridir. Sovyetler’in, Mısır’dan çekilmemeleri durumunda Paris ve Londra’ya nükleer saldırı yapma tehdidi sonrasında İngiltere ve Fransa ateşkes ilan edip geri çekilmek zorunda kaldı. Kasım’da başlayan geri çekilme Aralık ayında tamamlandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler’in Doğu Avrupa’da yayılmasına büyük tepki gösterdiği halde kendi müttefiklerinin benzer emperyalist amaçlar için savaşması karşısında hem kendi içinde hemde uluslararası ortamda tepki görmüştü. Bu nedenle harekata karşı çıkmış ve Sovyetler’in saldırı tehdidi karşısında İngiltere ve Fransa’yı yalnız bırakmıştır. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri, Süveyş Krizi’nin daha büyük bir çatışmaya dönüşmesi ve Doğu/Batı Blokları arasında bir savaş şeklini almasından korkuyordu.

ABD’nin bu harekata karşı olmasındaki diğer bir neden ise, bu savaşla bölgedeki Batı karşıtı akımların güçlenip Arap ülkelerinin Sovyetler’e yanaşmasıydı. Petrol sebebiyle çok önemli olan bu bölgede Sovyet ektisi, Amerika için kabul edilemez olurdu.

Savaş’ın sonlanmasıyla, Kanada Dışişleri Bakanı Lester Pearson, Birleşmiş Milletler Barış Gücü kurularak Gazze Şeridi’ne ve Sina Yarımadası’na yerleştirilmesini önerdi. Birçok ülkenin katılımıyla oluşturulan bu gücün “barış sağlanıncaya kadar Mısır ve İsrail'in savaşmasını engellemek” sorumluluğunu üstlenmesi gerekiyordu.

1967’ye kadar bölgede kalan Barış Gücü, bu tarihte çekilmiş ve hemen ardından Altı Gün Savaşı çıkmıştır.

Süveyş Krizi’nin en önemli sonucu, Avrupa Devletleri’nin zayıflığını göstermesi oldu. Yarım yüzyıl öncesinde dünyaya mutlak egemen olan İngiltere ve Fransa’nın artık Amerika’nın askeri desteği olmadan hareket edemeyeceği ortaya çıkmıştı. Bu, dünya hakimiyetinin Avrupa’dan Amerika ve Sovyetler’e geçtiğinin ilanı olmuştur.

Süveyş Krizi, İngiltere’nin Falkland Adaları Savaşı’na kadar Amerika’nın desteği olmadan yaptığı son harekattır. Bu süre içinde İngiltere, askeri harekatlarında hep Amerika’nın desteğini arayacaktır.

Fransa’da ise General de Gaulle, Fransa’nın dış politika amaçları için Amerika’ya güvenemeyeceğini anlamıştır. İktidara geldikten sonra de Gaulle, Fransa’nın bağımsız bir politika izleyebilmesi için nükleer silah geliştirilmesine başlayacak ve Fransa'yı NATO'nun askeri kanadından çekecektir.

Süveyş Krizi’nden Nasır, Arap dünyasının en güçlü lideri olarak çıktı. Mısır, savaşı kaybetmiş ve büyük asker kaybı vermiş olmasına rağmen Süveyş Kanalı üzerinde denetimini kurmuştu. Mısır’da 1881 yılından beri var olan İngiliz etkisi ortadan kaldırılmıştı.

Süveyş Krizi sonrasında Nasır yükselirken, İngiltere’de başbakan Antony Eden istifa etmek zorunda kalıyordu.

İngiltere ve Fransa’nın zayıflığının ortaya çıkması ve Mısır’ın ayakta kalması kolonilerin bağımsızlaşma sürecini hızlandırdı. Bu iki devletin kalan kolonileri ileriki yıllarda bağımsız oldular.

Mısır’ı kurtaran, İngiltere ve Fransa’yı geri çekilmeye zorlayan, Sovyetler Birliği’ydi. Bu tarihten sonra bölgede Sovyetler’in prestiji hızla artmaya başladı.

Kore Savaşı 1950 -1953

Kore Savaşı, Güney Kore'de Hanguk-jeonjaeng (Han-Guk Savaşı) ve ya Yugio sabyeon (25 Haziran Olayı), Kuzey Kore'de Chogukhaebang chŏnjaeng (Vatan Kurtuluş Savaşı). 1950-1953 yılları arasında yapılan, Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki savaştır. Savaş, Amerika ve Müttefiklerinin, daha sonra da Çin Halk Cumhuriyeti'nin müdahelesiyle uluslararası bir boyut kazanmıştır. Kore Savaşı sonunda Kore'nin bölünmüşlüğü korunmuş ve bugüne kadar gelen birçok sorun miras kalmıştır.

Savaş öncesinde Kore, kolera salgınlarına uğrayan, okuma-yazma oranı düşük ve endüstrileşmeyi kaçırmış bir ülkeydi. Son yüzyıl boyunca, Uzakdoğu güç oyunlarında satranç tahtasındaki bir piyon gibi oynanmıştı. Kendi güvenliğini arttırmak ve Çin üzerinde daha rahat nufuz kurmak için 1905 yılında Japonya, Rus Çarlığı'nı yenerek Kore'ye sahip olmuştu.

Kore; 1945 yılında Japonya'nın teslimiyetinden sonra, Amerika ile Sovyetler Birliği arasındaki anlaşmazlığın yüzeye çıktığı ilk yerlerden birisi oldu. Bu iki süper güç Japonya'dan aldıkları Kore toprakları üzerinde yerli ama kendilerine bağımlı hükümetler kurduktan sonra 1948-1949 yıllarında askerlerini çektiler. Böylece Sovyet yanlısı Kuzey Kore ile Amerikan yanlısı Güney Kore kuruldu ve 38. enlem aralarında sınır oldu.

Sovyet lideri Stalin'in desteğiyle Kuzey Kore birlikleri 25 Haziran 1950'de 38. enlemin güneyine doğru hareket etti. Böylece Kore Savaşı resmen başlamış oldu.

ABD Başkanı Truman'a göre bu harekat Sovyetler Birliği tarafından yönetilmekteydi ve geniş ölçekli bir Çin-Sovyet ortak saldırısının ilk adımıydı. Fakat yine de Amerika'nın ilk tepkisi ölçülüydü. Truman Japonya'daki Amerikan birlikleri komutanı General Douglas MacArthur'a Güney Kore'ye malzeme yardımı yapılması için emir verdi. Ayrıca Amerika, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni derhal toplantıya çağırdı. Bir Amerikan tasarısı dokuz olumlu ve bir çekimser (Yugoslavya) oy ile kabul edildi. Kıta Çin'inin (Çin Halk Cumhuriyeti) BM'de temsil edilmemesini protesto etmekte olan Sovyetler Birliği, temsilcilerini konseyden çekmiş olduğu için kararı veto edemedi. Güvenlik Konseyi'nin aldığı bu kararla Kuzey Kore'nin saldırgan olduğu belirtiliyor ve birliklerini 38. enlemin kuzeyine çekmesi isteniyordu.

Kuzey Kore'nin BM kararını dinlememesi ve askeri durumun Güney Kore açısından gittikçe kötüleşmesi, Amerika'nın Hava ve Deniz birliklerini harekete geçirmesine yol açtı. 8. Amerikan Filosu Tayvan Adası'na yollanarak Kore'nin düşmesi durumunda adanın savunulmasında güçlü olunması sağlandı. Aynı gün, yani 27 Haziran'da, BM Güvenlik Konseyi, üye devletleri Güney Kore'ye yardım etmeye çağıran karar tasarısını kabul etti (7'ye karşı 1 oyla; Yugoslavya karşı, Mısır ve Hindistan çekimser).

Birleşmiş Milletler'in Güney Kore'ye birlikler yollamasıyla (bu birliklerde kara kuvvetlerinin %50'si, hava kuvvetlerinin %93'ü ve deniz kuvvetlerindin %86'sı Amerikalı'ydı) Kuzey Kore yenilmeye ve geri çekilmeye başladı. Kuzey Kore'yi 38. paralelin kuzeyine iten BM kuvvetleri eski sınırlarda durmadı ve iki Kore'yi birleştirme amacıyla Kuzey'i işgale başlayıp Çin sınırına kadar yaklaştı.

Bu durum, savaşa daha önce ilgisiz olan Çin'in tepkisine yol açtı. O zamana kadar Çin, bütün ilgisini milliyetçi Çin hükümeti'nin idaresinde olan Formoza (Tayvan) Adası'nın geri alınmasına vermişti. Ancak, Amerikan müttefiki bir Kore kurulması Çin'i ciddi bir şekilde tehdit ediyordu. 38. Enlem'in geçilmesi durumunda savaşa gireceğini açıklayan Çin, BM birliklerinin durmaması sebebiyle aktif olarak Kuzey Kore'yi desteklemeye başladı.

24 Ekim 1950'de Amerikalı Mareşal Douglas MacArthur "savaşı bitirecek bir hücuma" girişeceğini söylemesiyle 'Çin Halk Gönüllü Ordusu' (Çince: 中国人民志愿军)' adında yüzbinlerce Çinli "gönüllü" sınırdaki Yālù nehrini geçerek gizlice Kore'ye girdi ve birçok Amerikan/BM birliğini savaş dışı bıraktı. BM'nin zaferi, kısa süre içinde toplu geri çekilme halini almıştı.

Ocak 1951'de Başkan Truman, savaşı yürütebilmek için, Amerikan Kongre'sinden özel yetkiler istedi. 50 Milyar dolarlık bir savaş bütçesi oluşturuldu. Amerikan ordusu kısa süre içinde mevcudunu %50 arttırdı ve bölgeye ek hava birlikleri yolladı.

Kore Savaşı artık Kuzey - Güney Kore savaşı değil, Çin-ABD savaşı olmuştu.

'Çin Halk Gönüllü Ordusu' BM birliklerini 38. paralelin güneyine püskürterek Güneyi işgale başladı. Ancak, Birleşmiş Milletler ordularının karşı saldırısı sonucunda cephe 38. paralel boyunca sabitlendi. Bu arada Mareşal Douglas MacArthur'un, Başkan Truman'ın aksi yöndeki emirlerine riayet etmeyerek ordularını tekrar Çin sınırına kadar ilerletmek istemesi üzerine Truman tarafından resmen emekliye sevkedildi. Savaşın durağan bir nitelik alması ve iki tarafın da herhangi bir kazanç elde edememesi, tarafları barış görüşmeleri yapmaya itti. 1951 Nisan'ında başlayan görüşmeler sonucunda ancak 1953 Temmuzu'nda barış antlaşması imzalandı.

Kore Savaşı sonucunda Kuzey Kore, Çin ile batı bloğu arasında tampon bölge haline geldi. Savaştan yine en çok Koreliler zararlı çıktı. Kore yakılıp yıkıldı;yaklaşık olarak 3 milyon insan öldü Bunlardan yaklaşık 36.000'i Amerikan askerinden, 600.000'i Koreli askerlerden ve 500.000'i Çin'li askerlerden oluşmaktadır.

Bu savaş Amerika Birleşik Devletleri'ne atom silahları gücüne güvenmemeyi öğretti. Amerika'nın atom üstünlüğüne karşın Çin'in ve Sovyetler'in Kuzey Kore'yi desteklemesi, Batı Bloğunu konvansiyonel savaş gücünü arttırmaya itti.

Sovyet baskısına karşı müttefikler arayan ve bu sebeple NATO'ya girmek isteyen Türkiye, bu isteklerini daha kolay elde etmek ve Amerika'ya yakınlaşmak amacıyla Kore Savaşı'na bir tugay yollamıştır.
259 subay, 18 askeri memur, 4 sivil memur, 395 astsubay, 4414 erbaş ve er olmak üzere 5090 kişilik Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki 1. Türk tugayı, 17 Eylül 1950'de İzmir'den hareket ederek 12 Ekim 1950'de öncü takmı Pusan limanına ulaştı ve 17 Ekim'de ana birliği de Pusan'dan karaya çıktı. Aynı gün Pusan'dan hareket ederek 20 Ekim'de Taeg'a varıp Birleşmiş Milletler ordularına iştirak etti. 10 Kasım'da Taeg'dan hareket ederek 21 Kasım'da Kunuri'ye vararak Amerikan 9. Kolordusu'nun sağ kanadında konuşlandırıldı.

Kore Savaşı'nda çok kiritik noktalarda görevler üstlenen Türk Tugayı 6 Ocak 1951'de Chonan'da 20 gün ihtiyatta kaldıktan sonra savunma mevziinin bir bölümünü elde geçirmekle görevlendirildi. Bu görev için 24 Ocak'ta Chonan'dan hareket eden Türk Tugayı'nın yapacağı muharebenin mahiyeti, düşman mevziine cepheden taarruz etmekti ve netice süngü ile alınacaktı. Sonuçta 26 Ocak 1951'de Kumyangjangni kasabası, 156 rakımlı tepe ve 25 Ocak 1951’de de düşmanın direnek halinde tahkim ettiği 185 rakımlı tepe ele geçirildi. Bu başarılı muharebelerinden dolayı Türk Tugayı'na Amerikan Kongresince Mümtaz Birlik Nişanı ve beratı verildi. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerine Güney Kore Cumhurbaşkanlığı Birlik Nişanı verildi.

24 Kasım 1950 sabahı kuzeye ilerleme emrini alan tugay Kunuri'den hareket ederek Kaechon, Sinnimni, Wawon boyunca Tokchon'a doğru yola çıktı. Ancak etrafında Çin Halk Gönüllü birlikleri cephenin arkasına sızmaya başladı. Bu duruma farkeden Amerika ve Güney Kore birlikleri ricat etmeye başladılar. Ancak Türk tugayına ricat emri geç ulaştı. 1. Taburun etrafı kuşatılıp süngülü çatışmaya girmek zorunda kaldı. Ricat harekâtını sağlamak için sonuna kadar direnen 3. Tabur 9. Bölük imha edildi. Geri kalan Türk birlikleri ise Chongchon nehri boyunca geri çekildi.
Çinliler tarafından kuşatılan Türk Tugay'ının subayları ve erleri son ana kadar direnmiş ve Amerikan 9. kolordusunun çevrilmesini önlemişlerdir. Türk Tugay'ının bu kahramanlığı Birleşmiş Milletler'in diğer birliklerinin takdirini toplamıştır.


Turkish Order of Battles
1. Türk Tugayı (Tugay Komutanı Tuğgeneral Tahsin Yazıcı, dönüşte DP milletvekili)

* 241. Piyade Alayı (Alay Komutanı Albay Celâl Dora, alay lağvedildikten sorna Tugay komutan yardımcısı, dönüşte CHP milletvekili)
* 1. Tabur (Tabur Komutanı Binbaşı İmadettin Kuranel)
* 2. Tabur (Tabur Komutanı Binbaşı Miktat Uluünlü, 18 Mayıs 1951'de şehit Mezartaşı)
* 3. Tabur (Tabur Komutanı Binbaşı Lütfi Bilgin, 24 Mayıs 1951'de şehit Mezartaşı)


1. Türk Tugayı'nın toplam kaybı şöyledir: 721 şehit, 2111 yaralı, 175 kayıp , 234 esir (POW) , 298 belirsiz .

Leonidas - This is Sparta Techno

Leonidas - This is Sparta Techno Mix klibi

Euro 2008 : Hırvatistan - Almanya maçı

Euro 2008 B Grubu : Hırvatistan - Almanya maçı

Tarih : 12.06.2008






Euro 2008 : İsviçre - Türkiye maçı

Euro 2008 A Grubu : İsviçre - TÜRKİYE maçı

Tarih : 11.06.2008



Euro 2008 : Yunanistan - Rusya maçı

Euro 2008 D Grubu : Yunanistan - Rusya maçı

Tarih : 14.06.2008

Euro 2008 : İsveç - İspanya maci

Euro 2008 D Grubu : İsveç - İspanya maçı

Tarih : 14.06.2008

Euro 2008 : Hollanda - Fransa maçı

Euro 2008 C Grubu : Hollanda - Fransa maçı

Tarih : 13.06.2008

Euro 2008 : İtalya - Romanya maçı

Euro 2008 C Grubu : İtalya - Romanya maçı

Tarih : 13.06.2008

Euro 2008 : Avusturya - Polonya maçı

Euro 2008 B Grubu : Avusturya - Polonya maçı

Tarih : 12.06.2008

Euro 2008 : Çek Cumhuriyeti - Portekiz maçı

Euro 2008 A Grubu : Çek Cumhuriyeti - Portekiz maçı

Tarih : 11.06.2008



Yol Arkadaşım Dizisi Fragmanı

Yol Arkadaşım Dizisi Fragmanı

Euro 2008 : Yunanistan - İsveç maçı

Euro 2008 D Grubu : Yunanistan - İsveç maçı

Tarih : 10.06.2008





Euro 2008 : Romanya - Fransa maçı

Euro 2008 C Grubu : Romanya - Fransa maçı

Tarih : 09.06.2008



Euro 2008 : Almanya - Polonya maçı

Euro 2008 B Grubu : Almanya - Polonya maçı

Tarih : 08.06.2008



Euro 2008 : Hollanda - İtalya maçı

Euro 2008 C Grubu : Hollanda - İtalya maçı

Tarih : 09.06.2008


Euro 2008 : Portekiz - TÜRKİYE maçı

Euro 2008 A Grubu : Portekiz - Türkiye maçı

Tarih : 07.06.2008





Euro 2008 : İsviçre - Çek Cumhuriyeti maçı

Euro 2008 A Grubu : İsviçre - Çek Cumhuriyeti maçı

Tarih : 07.06.2008




Euro 2008 : İspanya - Rusya maçı

Euro 2008 D Grubu : İspanya - Rusya maçı

Tarih : 10.06.2008

Euro 2008 : Avusturya - Hırvatistan maçı

Euro 2008 B Grubu : İsviçre - Çek Cumhuriyeti maçı

Tarih : 08.06.2008

Solingen Faciası 1993

1993'te 2007'de 2008'de olduğu gibi Almanya'da Türkler yakılmıştı...!

Gel Yarim Ol Kanal 1

Gel Yarim Ol Kanal 1

Popstar Alaturka Final Sonucu : İhsan birinci

Popstar Alaturka Final Sonucu : İhsan birinci , Mehtap ikinci , Ercan üçünücü oldu.

Şahan Gökbakar Nextstar Reklamı

Şahan Gökbakar Nextstar Reklamı

Koca Kafalar 18.bölüm

Koca Kafalar 18.bölüm

Skype artık cepte

Skype cebe girdi: Beta sürüm yayımlandı

Skype görüşmelerinizi artık cepten de yapabiliyorsunuz. Cep telefonları için ilk beta sürüm nasıl?
Skype cepte: İlk test sürümü hazır.Skype geliştiricileri anında mesajlaşma yazılımlarının cep telefonlarına has bir beta sürümünü yayımladılar. Artık kullanıcılar dışarıda da Skype arkadaşları ile chat yapabilecekler.

"Skype for your mobile" Motorola, Nokia, Samsung ve Sony Ericsson marka yaklaşık 50 telefon için indirilmeye sunuldu. Skype web sitesinde uyumlu tüm telefonların listesi mevcut. Beta sürümünde çağrı alabilecek, anlık mesajlaşabilecek ve kimin çevrimiçi olduğunu görebileceksiniz.

"Skype for your mobile" mobil şebeke veya PC üzerinden cep telefonuna kurulabiliyor.

Beat Box Videoları

Beat Box Videoları





Beyaz Show'da Ağzından Müzik Yapanlar

Beyaz Show'da Ağzından Müzik Yapanlar

Bu şekilde ağızdan müzik yapmaya beat box ya da big box adı veriliyor. Çok eğlenceli iyi seyirler...

Cem Yılmaz Şaşı Türk Telekom Reklamı

Cem Yılmaz yeni Türk Telekom reklamında şaşı. Hem de ailecek ; anası , babası hatta kedisi bile şaşı.

Gökhan İnler'in Udinese'de attığı gol

Gökhan İnler'in Udinese'de attığı muhteşem gol...

Futbolcu : Gökhan İnler

Gökhan İnler (d. 27 Haziran, 1984) Türk asıllı İsviçreli futbolcu. Seri A ekiplerinden Udinese'de ortasaha oyuncusu olarak oynamaktadır.

2004-05 mevsimi başlarken, Gökhan ve Önder Çengel Türkiye şampiyonu Fenerbahçe tarafından Almanya'da sezona hazırlık kampında denendiler ve 4 yıllık sözleşme imzalamalarına karşın Christoph Daum'un her iki oyuncunun da Fenerbahçe'de oynamaya yeterli düzeyde olmadığını açıklamasının ardından sözleşmeleri feshedildi.

Gökhan, İsviçre'ye döndü ve FC Aarau'da oynadı. Ocak 2006'da FC Zürich'e geçti. 2005-06 ve 2006-07 yıllarında İsviçre şampiyonasında şampiyon olan takımın bir parçası oldu. Gökhan İsviçre Millî Takımı'nın bir oyuncusudur.

2006/07 mevsimi sonunda, Gökhan, Serie A ekiplerinden Udinese'ye transfer oldu.1 2007/08 sezonunun ilk yarısında Serie A' da en çok süre alan oyunculardan biri olmuştur.

Seksi ve Çılgın (The Hottie and the Nottie) filmi

Seksi ve Çılgın (The Hottie and the Nottie) filmi

Tür : Romantik / Komedi
Gösterim Tarihi : 2 Mayıs 2008
Yönetmen : Tom Putnam
Senaryo : Heidi Ferrer
Yapım : 2008, ABD

Oyuncular

Paris Hilton (Cristabelle Abbott) , Joel Moore (Nate Cooper) , Christine Lakin (June Phigg) , Adam Kulbersh (Cole Slawsen) , The Greg Wilson (Arno Blount) , Johann Urb (Johann) , Samantha Bailey (Küçük Kız) , Lorraine Smith (Lorraine Smith)
Filmin merkezinde “on üzerinden on numara” bir kadın olan Cristabel Abbott; onun daha az talihli arkadaşı June Phigg ve ikisinin tam ortasında kalan sırılsıklam aşık bir erkek vardır. İlkokul yıllarından beri Cristabel’in sevgilisi olma isteğiyle yanıp tutuşan talihsiz Nate Cooper’ın , hayallerinin gerçek olmasının tek bir yolu vardır. Erkeklerin kendisinden bucak bucak kaçtığı June’a acele bir erkek arkadaş bulmak zorundadır. Bunu başaramadığı takdirde hayallerinin kızını elde etme şansı sıfırlanacaktır.

June artılarından çok eksileri olan, evde kalmış, hiçbir erkeğin kendisiyle ilgilenmediği bir kızkurusu olduğundan ona gönüllü bir partner ayarlamak ve bulmak dünyanın en güç ve en zorlu görevidir. Nate aşkı uğruna imkansızı başarmayı deneyecektir.

Altın Şans (Fool's Gold) filmi

Altın Şans - Fool's Gold

Tür : Komedi / Macera / Aksiyon / Romantik Komedi
Gösterim Tarihi : 2 Mayıs 2008
Yönetmen : Andy Tennant
Senaryo : John Claflin , Daniel Zelman , Andy Tennant
Görüntü Yönetmeni : Don Burgess
Müzik : George Fenton
Yapım : 2007,

Oyuncular

Kate Hudson (Tess Finnegan) , Matthew McConaughey (Ben 'Finn' Finnegan) , Donald Sutherland (Nigel) , Ewen Bremner (Alfonz) , Roger Sciberras (Andras) , Brian Hooks (Curtis) , Malcolm-Jamal Warner (Cordell)
Ben “Finn” Finnegan, sörfçülükten hazine avcılığına geçiş yapmış genç ve iyi niyetli bir adamdır. 18. yüzyıldan kalma egzotik hazinelerle dolu kırk sandık içeren efsanevi Queen’s Dowry hazinesini takıntı hâline getirmiştir. Hazine arayışı sırasında, Finn, Tess Finnegan’la evliliği ve hurda yığını hâline gelmiş teknesi “Booty Calls” da dahil olmak üzere sahip olduğu her şeyi yitirmiştir.

Tess milyoner Nigel Honeycutt’ın dev yatında çalışarak hayatını yeniden kurmaya başlamışken, Finn hazinenin nerede olduğuna dair çok önemli bir ipucu keşfeder. Bu bilgiyle hayatının değişeceğinden emin olan Finn, Nigel’ın yatına girmenin bir yolunu bularak bu varlıklı adamı ve sosyetenin gözde bekarlarından olan kızı Gemma’yı kendisiyle birlikte İspanyol hazinesini aramaya ikna eder. Bu arama seferi, tüm direnişine rağmen Tess’in keşif aşkını yeniden alevlendirir. Ama hazinenin peşinde sadece onlar yoktur..

Romantik komedi ve aksiyon macera türlerini harmanlayan ilgi çekici bir film.

Iron Man filmi

Iron Man filmi

Tür : Macera / Fantastik / Bilim Kurgu / Çizgi Roman
Gösterim Tarihi : 2 Mayıs 2008
Yönetmen : Jon Favreau
Senaryo : Hawk Ostby , Mark Fergus , Matt Holloway , Arthur Marcum
Görüntü Yönetmeni : Matthew Libatique
Yapım : 2006, ABD

Oyuncular

Robert Downey Jr. (Tony Stark/Iron Man) , Terrence Howard (Jim Rhodes) , Gwyneth Paltrow (Virginia 'Pepper' Potts) , Jeff Bridges (Obadiah Stane/Iron Monger) , Samuel L. Jackson (Nick Fury) , Hilary Swank , Leslie Bibb , Stan Lee
Çin ordusu için silâh yaratmak zorunda bırakılan milyoner sanayici Tony Stark, bu çalışma sırasında kendisi için de gizlice zırh üretmektedir. Böylece Çinliler’in kontrolünden çıkarak onları durdurabileceğine inanır. Çin’den kaçıp ABD’ye geri döndüğünde tehlikeli bir komplonun varlığını keşfedince durdurabilmek için de Demir Adam’a dönüşür.

İkiye Bölünen Kız (The Girl Cut in Two) filmi

İkiye Bölünen Kız (The Girl Cut in Two) filmi


Tür : Komedi / Gerilim / Dram
Gösterim Tarihi : 2 Mayıs 2008
Yönetmen : Claude Chabrol
Senaryo : Claude Chabrol , Cécile Maistre
Yapım : 2007, Almanya / Fransa , 115 dk.

Oyuncular

Ludivine Sagnier (Gabrielle Aurore Deneige) , Benoît Magimel (Paul André Claude Gaudens) , François Berléand (Charles Denis dit Charles Saint-Denis) , Mathilda May (Capucine Jamet) , Caroline Sihol (Geneviève Gaudens) , Marie Bunel (Marie Deneige) , Valeria Cavalli (Dona Saint-Denis)
Yirmi beş yaşındaki güzel hava durumu sunucusu Gabrielle iki erkek arasında kalmıştır: ünlü yazar ve namlı çapkın Charles mı, yoksa aile servetinin çekici fakat dengesiz mirasçısı Paul mu...

Kız Paul'u tersleyince, o da rakibine karşı vahşi ve çılgınca bir nefret duymaya başlar. Gabrielle adamlardan birinin metresi ve diğerinin karısı olacaktır.

Chabrol’un 50 yıllık kariyerindeki bu son filmi burjuvazi, entelektüellik ve televizyon kültürüyle zekice dalga geçiyor.

Özel Tim (Tropa de Elite) filmi

Özel Tim (Tropa de Elite) filmi

Tür : Aksiyon / Gerilim / Dram / Suç
Gösterim Tarihi : 2 Mayıs 2008
Yönetmen : José Padilha
Senaryo : Bráulio Mantovani , André Batista (Kitap)
Yapım : 2007, Brezilya , 118 dk.

Oyuncular

Wagner Moura (Capitão Nascimento) , Caio Junqueira (Neto) , André Ramiro (André Matias) , Milhem Cortaz (Capitão Fábio) , Fernanda de Freitas (Roberta)
Yıl 1997… Katoliklerin dini lideri Papa Jean Paul II’nin Rio de Janeiro’yu ziyareti yaklaşmaktadır. Papa’nın kenti ziyareti öncesinde varoşlarda hareketli günler yaşanmaktadır. Özel Polis Operasyonları Timi lideri Yüzbaşı Nascimento, Papa’nın ziyaret etmesi muhtemel bölgelerin yakınında yer alan, suç oranı çok yüksek, tehlikeli banliyölerde uyuşturucu tacirlerine darbe indirmekle görevlendirilir

Çocuğunun doğumunun yaklaşması üzerine Özel Polis Operasyonları Timi’nden ayrılmaya karar veren Nascimento, yerini alacak bir aday bulmak zorundadır. Öte yandan polis okulu mezunu Matias ve Neto adlı iki arkadaş çevrelerindeki yozlaşmadan rahatsızdırlar. Zamanla bu ikilinin yolu Nascimento ile kesişecektir. Özel tim mensupları, sokaklardaki savaşın acımasız yüzüyle karşı karşıyadırlar.

Filmin yapımında sosyolog Luiz Eduardo Soares ile Andre Batista ve Rodrigo Pimentel adlı iki BOPE polisinin birlikte yazdığı “Elite da Tropa” adlı kitap temel alındı. Sözkonusu kitapta iki polisin yaşadığı deneyimlerden ve tarihsel olaylardan yola çıkılarak BOPE’nin gündelik çalışma rutininin nasıl olduğu yarı-kurgusal bir anlatımla aktarılıyordu.

Unutma Beni Dizisi

Unutma Beni Dizisi

Çok yakında fox tv ekranlarında

Dedektif Biraderler Dizisi

Dedektif Biraderler Dizisi

Çok yakında fox tv ekranlarında

23 Nisan Tarkan TRT Özel Konseri

23 Nisan Tarkan TRT Özel Konseri

Snoop Dogg - Sensual Seduction

Snoop Dogg - Sensual Seduction

Duffy - Mercy

Duffy - Mercy

Kylie Minogue - In My Arms

Kylie Minogue - In My Arms

Estelle feat. Kanye West - American Boy

Estelle feat. Kanye West - American Boy

Komedi Dükkanı - Emre Altuğ

Komedi Dükkanı - Emre Altuğ

Komedi Türk - Genç Yetenek Ali Fuad Pekzeren

Komedi Türk - Genç Yetenek Ali Fuad Pekzeren

23 Nisan Kutlaması - Hakkari Yüksekova Sabancı İ.Ö.O.

23 Nisan Kutlaması - Hakkari Yüksekova Sabancı İ.Ö.O.

İsviçre/Basel'de 23 Nisan Etkinlikleri

İsviçre/Basel'de 23 Nisan Etkinlikleri

Akhisar 23 Nisan Kutlama Halk Oyunları

Manisa/Akhisar 23 Nisan Kutlama Etkinlikleri Halk Oyunları

Tarkan 23 Nisanda TRTde

Tarkan , Murat Boz , Grup Hepsi , Sıla 23 Nisan'da TRT'de...

Kıbrıs'ta Türk Bayrağını İndirmek İsteyen

Kıbrıs'ta Türk bayrağını indirmek isteyen rumun vurulma anı

Var Mısın Yok Musun Kübra 22 Nisan 2008

Var Mısın Yok Musun Kübra 23 Nisan 2008

Bunu Evde Denemeyin - Kınalı Volkan

Bunu Evde Denemeyin - Kınalı Volkan

Bunu Evde Denemeyin - Roket Volkan

Bunu Evde Denemeyin - Roket Volkan

Bunu Evde Denemeyin - Şahmaran

Bunu Evde Denemeyin - Şahmaran

Bunu Evde Denemeyin - Jean Claude Volkan

Bunu Evde Denemeyin - Jean Claude Volkan

Bunu Evde Denemeyin - Koş Volki Koş

Bunu Evde Denemeyin - Koş Volki Koş

Bunu Evde Denemeyin - Hatır Tavuğu

Bunu Evde Denemeyin - Hatır Tavuğu

Bunu Evde Denemeyin - İt Dalaşı

Bunu Evde Denemeyin - İt Dalaşı

Bunu Evde Denemeyin - Çaylak

Bunu Evde Denemeyin - Çaylak

Bunu Evde Denemeyin - Acıların Çocuğu

Bunu Evde Denemeyin : Acıların Çocuğu

Turkcell Ev Tarifesi Reklamı

Turkcell Ev Tarifesi Reklamı

Berdan Mardini - Hazır Mısın Klibi

Berdan Mardini - Hazır Mısın Klibi

İlknur Tekin - Körebe video klibi

İlknur Tekin - Körebe

Kehribar (Amber)

Kehribar (Amber)
Amber veya Kehribar, oğma ve sürtme sonucu hafif cisimleri çekmek özelliğini kazanan hemen hemen şeffaf, rengi açık sarıdan yakut kırmızısına kadar değişen kolay kırılabilir, fosilleşmiş veya yarı fosilleşmiş bir reçine. Sıklıkla çeşitli küçük hayvanlar, örneğin böcekler, reçinenin içinde kalmış ve reçineyle birlikte fosilleşmiş olarak bulunur. Yarı fosilleşmiş reçine ve ya kısmi olarak fosilleşmiş ambere kopal denir.

Eskiden tıpta şöhrete ve epeyce kullanım alanaına sahip olan amber bugün bu amaçla kullanılmaz. Geçmişte saflaştırılmış amber yağı isteri ve boğmacada kullanılmıştır. Aynı zamanda ilkçağdan bu yana güzel koku imalatında da kullanılmıştır. Amber, Anadoluda da yaygın olarak kullanılmaktadır. Günümüzde amber hocalık, büyücülük, falcılık vb. gibi işlerde kulanılmaktadır. Amber mürekkep imalatında da kullanılmaktadır. Kehribar olarak da bilinmekte ve takı yapımında sıklıkla kullanılmaktadır.Osmanlı zamanında ise tesbih yapımında kullanılmaktaydı.